HaberKültürManşet

Fotoğrafın kendisi: Ara Güler

90 yaşında aramızdan ayrılan usta fotoğrafçı Ara Güler, ardında sevdiği memleketi ve bir dünya fotoğraf bıraktı. Asırlarca yaşamaya devam edecek olan o fotoğraflarla Güler adeta görsel bir tarih yazdı. O geçmiş güncelliğini koruyarak insanlığa aktarılmaya devam edecek.

Kendini sanatçı olarak değil foto muhabir olarak tanımlayan usta fotoğrafçı Ara Güler 17 Ekim akşamı kalp yetersizliği nedeniyle vefat etti. Kendisi sadece bir fotoğrafçı değil, aynı zamanda bir sosyolog ve bir tarihçiydi. Fakat biz onu İstanbul’un gözü olarak biliyoruz. İstanbul ile ilgili sayısız fotoğraf çekti. Ama objektifinden sadece İstanbul değil; Sophia Lorenler, Picassolar, Salvador Daliler, Werner von Braunlar İndira Gandhiler, Âşık Veyseller, Siyasetçiler ve daha niceleri… Ara Güler tarihe tanıklık etti ve belge niteliği taşıyan fotoğraflarını gelecek nesillerle paylaştı. Biz de kendisini meslektaşları Süleyman Gündüz, Hasan Yazanel ve Adnan Gül’e sorduk. Hepsinin kendisiyle paylaştığı şeyler farklı ama şu aynı: Ara Güler adeta fotoğrafın kendisiydi.

HASAN YAZANEL: ARA GÜLER BİZİM ZENGİNLİĞİMİZDİ

Büyük ustayı anlamak ve yorumlamak için sadece kabuğu değil kadrajın içini görmek gerekir. Fotoğrafta herkes kendi dünyasını görür. Büyük Usta da bize kocaman bir dünya ve milyondan fazla eser bıraktı. Her bir eserini ayrı ayrı yorumlamak gerekir ki onu daha iyi anlayalım. Onu anlamak için büyük usta olmak gerekir o’da ne haddimize… Elbette bütün fotoğrafçıların olduğu gibi bizimde ilk göz ağrımız idi. Gözümüzü onun eserleri ile açtık. Büyük ustanın tarzı ve kişiliği çok farklı idi, kendine has bir mizah dünyası vardı. Onunla sohbet ederken her an temkinli olmak gerekir idi zira bir sonra ki cümlenin ne olacağını kimse bilemezdi. Günümüz dünyasında ki gibi onun zamanında fotoğrafçılık bu denli kolay değil idi. Sadece deklanşöre basmanız kâfi değil sonrasında beklemeniz gereken banyo ve karanlık oda zamanlarınız var idi. İşte o bu zor dönemde bile “Master of Leica” yani “Leica Ustası” lakabını alan dünyada iki elin parmaklarını geçmeyecek insanlardan biriydi. Ara Güler dendiğinde zihnimize ilk gelen onun Siyah Beyaz dünyası. Büyük usta hakkına çok şeyler söylenebilir lakin ben farklı bir alana dikkat çekmek istiyorum. O bir gayrimüslim idi yani bir İstanbul Ermenisi idi. Fakat bu toprakların insanıydı, bizim zenginliğimizdi cevherimizdi.

SÜLEYMAN GÜNDÜZ: FOTOĞRAF ONUNLA ANLAM KAZANDI

Ara Güler, foto muhabirliği ülke sınırlarını aşarak küresel bir karşılık bulmuş şahsiyettir.  Fotoğraf, onun kareleri ile başka bir anlam kazandı. O sadece bir fotoğrafçı değildi. O, 20. yy tarihinin görsel bir dille yazan adamdı. Ülkemizin ve dünyanın değişimini ve dönüşümünü onun fotoğrafları üzerinden okuyoruz. Dolayısıyla bir sosyoloğun görevini ifa etti. İnsanlığın yeryüzü serüveninde yaşadığı dramlara, acılara ve sevinçlere bizi ortak kıldı kareleri. Kendi medeniyetimizin ortaya çıkarttığı ortak kültürle yoğrulmuş ve bu birikimini evrensele taşımış derviş ruhlu bir adamdı. Fotoğraf dünyasının mendireğiydi. Biz İstanbul’un geçmişini onun fotoğraflarından gördük. Ülkemizin saklı köşeleri onun sayesinde anlam buldu. Dünyanın meşhur şahsiyetlerini onun karelerinden tanıdık. O fotoğrafın tarihi bir belge olduğunu ve gelecek nesillere yol göstereceğini kanıtı oldu. Seçkin olduğu kadar, halkın gönül tellerini titretecek bir dil geliştirmişti. Harbiydi, gözünü budaktan esirgemezdi ve doğruyu kitabın ortasından söylerdi. Bize yerli olmanın anlamını öğretti. Bir gün onun “Sinan” adlı fotoğraf sergisin hazırlıyordum. Ona genç arkadaşların Sinan dediğimizde bunun Mimar Sinan olduğunu anlayamayacaklarını söyledim. Bu ülkede Sinan dendiğinde akla Mimar Sinan gelmiyorsa bırakalım bu işi demişti. İnsan unsuru itibariyle fukaralaşan dünyamızın son büyük zenginliğiydi. Bize çok çalışmayı ve yaptığımız işlerde en iyi olmayı öğretti. Birçok tarihi şahsiyetle arkadaşlık yaptım. Onlar hayatıma birçok değer kattılar. Ara Güler bunlardan biriydi. O artık anılarımda en müstesna yerini aldı. Yeri asla doldurulamayacak bir birikim aramızdan ayrıldı ve toprakla sırlandı. Çoraklaşan dünyamızın önemli su kaynaklarından biri daha kurudu. Onu çok özleyeceğim.

ADNAN GÜL: BU ÜLKEYE BÜYÜK BİR GEÇMİŞ BIRAKTI

“Ara Güler, geleceğe dair bu ülkeye çok büyük bir geçmiş bıraktı. Çektiği fotoğraflar ile aslında dünyanın ne kadar küçük ve insanların ne kadar yalın sade olduğunu gösterdi hepimize. Meslektaşı olmaktan gurur duyduğum kişiliğinin yanı sıra çektiği portreler ile daima bize ışık tuttu. Günümüzde bile hala bilinmeyen ya da fark edilemeyen Fotoğrafçılığın ve foto muhabirliğinin arasındaki farkı anlatırdı. Bir devrin tarihini yazdı fotoğraflarıyla ve her köşe başına bir iz bıraktı. Bir toplumun görsel hafızası oldu. Kendisiyle tanıştığımda henüz yolun çok başındaydım ve makina tutuşumdan kaynaklanan yamuk kadrajım ile ilgili azarlar bir şekilde hayatımın dersini vermişti. Şipşak fotoğraf çekiminden asla hazzetmezdi ve neyin fotoğrafını çekeceksen onunla bir müddet yaşayacaksın ki hem hikâyeyi yaşayacaksın hem de çektiğin fotoğrafta hikâyeyi anlatacaksın demişti ve tarihe geçecek sözlerinden biride hayat size verilmiş boş bir filmdir her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya gayret edin. Allah rahmeti ile muamele etsin. Camiamızın başı sağ olsun.”

Etiketler

İlgili enformasyon

Bir yanıt yazın

Close

Adblock Detected

Reklam engelleyici devre dışı bırak