Can Evrenol’un Baskın’dan sonraki ikinci uzun metrajlı filmi Housewife, henüz 7 yaşındayken babası ve kız kardeşinin annesi tarafından öldürüldüğüne şahit olan Holly’nin travmalarına dikkat çekerek karşımıza çıkıyor. Yıllar geçse de yaşadıklarını unutamayan ve sık sık kabuslar gören Holly, ünlü bir medyumun lideri olduğu bir tarikat ile tanışır. Kendisine özel bir ilgi gösteren tarikatın lideri medyum, rüyalar içinde kaybolan Holly’nin bütün kabuslarını adeta gerçeğe döker. Holly filmin sonunda ütopik bir ortamda nihayet aradığı huzura kavuşacaktır.
Housewife, fiziksel ve içerik atmosferinde gerçek ve gerçeküstü sahnelerin birlikte kullanımıyla seyri yüksek bir film olarak Türk Sineması’ndaki yerini alıyor. Kâbus ve travmaların psikolojik gerilimi ve yer yer cinsellikle yoğurulmuş filmi yönetmeni Can Evrenol ile konuştuk. Evrenol Housewife’ın bir intikam, affetme ve aynı zamanda yüzleşme süreci olduğunu vurgularken filmin oluşum sürecinde ise kendi yaşamına dikkat çekiyor. Türkiye prömiyerini Filmekimi’nde yapan aynı zamanda Paris L’Etrange, Lisbon Motel X, Brooklyn Horror gibi dünyaca ünlü film festivallerinde gösterilen Housewife’ın oyuncu kadrosunda ise Fransız Oyuncu Clémentine Poidatz, Türk Oyuncu Ali Aksöz, Japon asıllı Danimarkalı Oyuncu David Skurai ve Türkiye asıllı Kanadalı Oyuncu Alicia Kapudağ yer alıyor.
Neden böyle bir film yapmak istedin?
Housewife bana rüyalarımda geldi. Karanlıklardan. Cthulhu tarafından kısım kısım, bir şiir gibi; bilmece gibi indi.
Housewife’ı tümüyle korku sineması ürünü olarak nitelendirmek yanlış olabilir, sen Housewife’ı tarz ve tür olarak nasıl tanımlıyorsun?
Bu filmi, tarz ve tür olarak tanımlamak Baskın’dan bile daha zor olsun diye yaptım. O yüzden bir şey söylemem zor. Ama Housewife, Safe (1995), Mulholland Drive (2001), Shock (1977) filmlerinde sevdiğim hissiyatlardan yola çıkarak yaptığım bir film oldu. Housewife, özellikle bu 3 filmi aşırı sevdiğim ve düşündüğüm bir dönemime denk geldi. Bu arada yaratım süreci içerisinde devamlı Cem Özüduru ile paslaştığımızı ve hikâyeyi beraber yarattığımızı söylemek isterim.
‘Çocukluktan beri çok fazla kâbus görüyorum’
“Rüyalara sıkışıp kalmak” bunun senin hayatında bir karşılığı var mı?
Bazen hepimiz böyle hissediyoruzdur. Ben rüyalarımda başıma çok kötü şeyler gelmesine ve ah rüyaymış diye uyanıp rahatlamaya çok alıştım. Çocukluktan beri çok fazla kâbus görüyorum. Annem ve babam da böyle. Ama her seferinde hala içimi bir korku basıyor. Kabuslarımda ya gidip kendimi bir yerlerden atıyorum ya da bir şekilde ölmeye çalışıyorum ki uyanıp kurtulayım. Ama her zaman acaba bu sefer ya rüya değilse ya şu an bu gerçekse korkusunu da hissediyorum. Herhalde buralardan gelen bir şey olsa gerek.
‘Rüyaların saçmalığı ve bilinmezliğine hayranım’
Housewife’ın dünyası neresi?
Hem Baskın hem de Housewife kendine özgü bir dünyada geçiyor benim kafamda. 2010’da yaptığım bir kısa filmim var; To My Mother And Father. Aslında Housewife da bu kısa filmimdeki aynı alemden bir film olsun istedim. Oldu da! Kendi dünyama çok yakın ama ufacık bir yerden koptuğunda çok uzak bambaşka bir masal oluyor. Tıpkı rüyalarımız gibi. Bu arada çok alakası yok ama bazen çok sıradan rüyalar görüyorum. Size de oluyor mu? Mesela her gün aynı yerde duran diş fırçasının yeri değişmiş biraz. Veya yeni başladığım işte beraber çalıştığım bir insan farklı bir saçla günlük sıradan şeyler anlatıyor. Çok garip. Rüyaların bu saçmalığı ve bilinmezliğine hayranım.
‘Housewife geçmişle yüzleşmenin rüyası’
Filmde kadının kabuslarının alt metnini nasıl yorumlarsın? Ve insanlar bu filmi nasıl okumalı?
Housewife birçok açıdan bir intikam, affetme ve geçmişle yüzleşme rüyası gibi geliyor bana. Elif Domaniç (Eşi, Housewife Kostüm Tasarımcısı) “Bütün film bir kadının kafasının içinde geçiyor gibi” demişti bana. Bu benim çok hoşuma gitmişti. Ama seyredenin kendi iç dünyasına kalmış bir şey tabi.
İnsanların filmi nasıl okuduğuna karışmak istemem. Metin Erksan, yönetmenin filmini açıklamasını seyirciye saygısızlık olarak tanımlar. Ama Housewife‘a Dylan Dog, Martin Mystere gibi 80’lerden bir İtalyan çizgi romanı gibi yaklaşmak en keyiflisi bence.
Housewife’ta David Lynch etkisi hissettim. Peki öyle mi?
Hem Eraserhead hem de Mulholland Drive‘ın hayal dünyamdaki yeri ve etkisi çok büyük. Bunun için illaki ister istemez etkileri Housewife‘ta da vardır.
‘Oyuncular filmin ruhuna yakıştı’
Filmin İngilizce dilinde çekilmesinin artı ve eksileri neler oldu?
Cast sürecinde yer yer çok zorlandım. Ama en sonunda ana cast çok şanslı bir şekilde çok iyi oldu diye düşünüyorum. Tıpkı Dellamorte Dellamore (1994) gibi; kendi ülkemde İngilizce film çekmek çocukluktan beri istediğim bir oyundu ve bunu gerçekleştirdiğim için çok memnunum. Housewife‘taki karakterler farklı farklı uluslardan (biri Türk: Ali Aksöz) ve kendi aksanlarıyla konuşuyorlar. Ama bu karakterlerin farklı uluslardan olduğuna neden hiç değinilmediği ve filmin yeri ve zamanına dair de pek bir ipucu vermediği için bu durum bazı seyircilerin kulağını tırmalayabilir. Ama benim bu filmi yaparken çıkış noktam olan 70’ler 80’ler İtalyan Sineması’nda da böyle bir durum vardı. Üstelik bu beni hiç rahatsız etmez, aksine çok enteresan gelirdi. O yüzden bu durum filmin ruhuna ve antika havasına yakıştı bence.
Psikesinema Sinema Dergisi’nin Kasım-Aralık sayısında yayımlandı.