Florya’da bulunan İstanbul Akvaryum Türkiye’nin en büyük akvaryumu. Burada sadece hayvanlar barınmıyor aynı zamanda nesilleri de korunuyor. Dahası çocuklar ve ziyaretçiler dünyanın bir ucunda görebilecekleri canlıları burada görüyor ve onların yaşam alanlarına tanıklık ediyor. 17 bin canlının kendi doğal habitatlarında gibi yaşadığı akvaryumun son üyeleri ise geçtiğimiz günlerde gelen 11 yeni kutup pengueni.
Burası Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nınsa ilk 5’i içerisinde yer alan akvaryumu. Florya’da bulunan İstanbul Akvaryum’dan bahsediyorum. İçerisinde 1500 türden 17 bin canlı bulunuyor. Bu canlılar sergi denilen 70 farklı akvaryumda yaşıyor. Bütün akvaryum, canlıların doğadaki yaşam alanına göre dizayn edilmiş. Yedikleri öğünler de yine doğal yaşamda yemesi gereken canlı ve bitkilerden oluşuyor. İçeride aynı zamanda 6 bin metrekarelik Avrupa’nın en büyük canlı hastanesinin de olduğu bu akvaryumda sadece canlıları görmüyor adeta onların ait oldukları coğrafyaları yaşıyorsunuz. Ayrıca burada köpek balıklarıyla birlikte dalış yapabiliyorsunuz. Normalde dalışa meraklı olan insanlar birçok balık türünü aynı anda görebilmek için dünyanın farklı noktalarına gidiyorlar. Ancak burada daldığınız zaman birçok farklı köpek balığı ve o coğrafyadan yaşayan diğer türdeki balıklar aynı anda yakından görebiliyor. Kısacası buraya geldiğinizde 22 bin metre karelik bir alanda Karadeniz’den başlayan geziniz dünyaya kadar uzanıyor. Dünya Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği’nin (WAZA) üyesi olan İstanbul Akvaryum’un son misafirleri ise İspanya’nın Vanecia Akvaryumu’ndan gelen 11 penguen. Hem bu yeni misafirleri hem de diğer canlı görmek için ilk kez gittim akvaryuma ve bütün akvaryumu şaşkınlıklar içerisinde gezdim. Gezime eşlik eden İstanbul Akvaryumu Müdürü Dilek Çapanoğlu da anlattıklarıyla şaşkınlığıma şaşkınlık kattı. Kendisiyle bir akvaryum içinde hem o coğrafyadan bu coğrafyaya gezdik hem de yeni misafirleri ve akvaryumun kendisini konuştuk.
AMACIMIZ KORUMAK, SERGİLEMEK İKİNCİ PLANDA
Burası aynı zamanda bir hayvanat bahçesi. Hayvanseverler tarafından dünyadaki bütün hayvanat bahçeleri olduğu gibi burası da potansiyel eleştirilere maruz kalabiliyor. Ancak Dilek Çapanoğlu bu konuda öyle bir açıklama yapıyor ki herkesi rahatlatacak cinsten: “Burası diğer akvaryumlarla kıyaslandığı zaman bizim standartlarımız çok yüksek. Son teknoloji bir akvaryum olarak dizayn edildi. Burada her şey canlıların doğada yaşadıkları habitatın birebir aynısı şeklinde. Belki daha kalitelisini sağlıyoruz. Çünkü şu an doğada bir insan faktörü var ve bu faktör çevreye ve doğaya en çok zarar veren faktör. Bizim felsefemiz şu: Evet biz burada ziyaretçilerimizle 1500 farklı türden 17 bin tane canlıyı bir araya getiriyoruz. Ama merkezimizde olan şey canlıların sağlığı ve gelecek nesillerinin sürdürülebilir olması. Çalışmalarımız bu yönde. Biz burada korunma altındaki türleri de sergiliyoruz. Mesela nesli tükenmekte olan Napolyon ve Rus Mersini balığımız var. Burada söz konusu canlı hem koruma altına alıyoruz hem de ziyaretçilerimizle buluşturmuş oluyoruz. Gelecek nesillerin bu canlıları doğada gör ihtimalleri çok düşükken biz bu çalışmaları burada sürdürüyoruz. Tabii burada tek amaç sergilemek değil, o canlıları korumak ve nesillerini sürdürebileceği bir yaşam alanı sunmak ve duyarlılık anlamında da kendi nesillerimize bunu göstererek tecrübe ettirmek.”
ÇOCUKLARIN DÜNYASI BURADA DEĞİŞİYOR
İstanbul Akvaryum’un 7’den 70’e hem yerli hem de dünyanın dört bir yanından ziyaretçisi var. “Farklı şehirlerde oturan ziyaretçilerimiz de İstanbul Akvaryum’a gelip gezi yapıyorlar. Yurtdışından gelen turistlerin çoğu gezi planlarına burayı ekleyerek geliyorlar ve bu da tabii ülke turizmine büyük katkı sağlıyor.” şeklinde konuşan Çapanoğlu çocukların ise buraya adım attıktan sonra dünyalarının değiştiğini söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Dünyamız artık dijitalleşmeye başlayan bir dünya. Çocuklarsa burada o dijitalleşmeden çok uzak oldukça interaktif bir şekilde canlılarla iç içe oluyor ve ciddi anlamda heyecanlanıyorlar. Ziyaretçi profilimizin geniş bir bölümünü kapsayan çocuklar burayı çok seviyor çünkü sokakta oynayabilecekleri bir alan yok ve birbirleriyle paylaşım alanları çok kısıtlı. Engelli bir çocuk ziyaretçimiz burada akvaryumda temizlik yapan bir dalgıcımızı izlemişti ve çok etkilenmişti. Bize ileride kendisinin de bir dalgıç olacağını söylediği bir not bırakmıştı.” İstanbul Akvaryum’a ara tatil boyunca karnesini getirenler için 55 lira olan çocuk bilet fiyatı 40 lira, 85 lira olan yetişkin bilet fiyatı da 70 lira.
KUTUP PENGUENLERİ BİZİ SEÇTİ
İstanbul Akvaryum bu yıl da Canlıların Korunaklı Bölgede Yetiştirilmesi Programı kapsamında 11 penguen evlat edindi. O penguenler geçtiğimiz günlerde akvaryuma geldi. İlk 12 tanesi 2016 yılında gelmişti. Şimdi akvaryumun 23 tane pengueni oldu. Kutup penguenlerini Türkiye sadece burada görebilirsiniz. “Onlar buraya gelmeden önce yaşam alanlarıyla ilgili yaklaşık bir yıla yayılan bir araştırma ve hazırlık sürecimiz oldu. Yaptığımız bilimsel çalışmalar uluslararası alanda da dikkat çekmiş ve başarılı bulunmuş oldu ki İspanya’daki Valencia Akvaryumu ellerindeki 11 pengueni isteyen diğer ülkelere rağmen bize vermek istedi. Bu bizi çok mutlu etti. Bu yaşananlar yaptığımız çalışmaların dünyada konuşulur hale geldiğini gösteriyor. Yakın bir zamanda da burada kendi topraklarımızda bir penguen doğabilir.”
ANNE SEMA ATILGAN: BURASI EN GÜZEL HEDİYE
Burası çok güzel bir yer. Karne hediyesi olarak çocuğumuzu buraya getirmek istedik. Sanırım bu en güzel hediye. Burada çok güzel bir atmosfer var. Anne babaların çocuklarıyla birlikte tatil niyetine bile gelebilecekleri bir yer burası. Çocuğumun hayvanları tanımasını, görmesini ve incelemesini istedim. Ayrıca buranın Avrupa’nın en büyük tematik parklarından biri olması da ayrıca güzel.
AZRA ATILGAN: YILAN BALIĞI BENİ ÇOK ETKİLEDİ
Buraya ilk kez geldim ve burası çok ilginç bir yer. Çok şaşkınım. Balıkların bu kadar büyük olabileceğini tahmin etmiyordum. Gerçekten çok büyükler. Ayrıca ilk defa yılan balığı görüyorum. Karnem çok iyiyi Takdir Belgesi aldım. Buraya gelmeyi ben istedim. Arkadaşlarım buradan çok bahsediyordu, internette de reklamlarını görünce ara tatil bahanesiyle ailemle geldik. Buranın ortamı çok güzel, balıkların görüntüsü beni çok etkiledi. Buradan çıktıktan sonra arkadaşlarıma uzun uzun anlatacağım. Sanırım en çok da yılan balığını.
KAYRA ACUNER: KENDİMİ ŞANSLI HİSSEDİYORUM
Trabzon’da yaşıyorum ve balıklara karşı özel bir ilgim var. Buraya ilk kez geliyorum. Ara tatil nedeniyle buradayız. Çok güzel bir yer. Görebildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Buraya gelmekle balıkların dünyasını daha iyi tanımış oldum. Sanki hissettim. En çok köpek balığını sevdim. Onun ortamı gerçekten çok ilginçti. Bir gün onlarla birlikte yüzmeyi çok isterim. Burayla ilgili Trabzon’daki arkadaşlarıma çok şey anlatacağım. Özellikle batmış bir gemi ortamı hazırlamış olmalarından bahsedeceğim.