HaberKültürManşet

‘Misafirler’den yerel sanatlara uluslararası dokunuşlar

İstanbul Modern’in Misafirler projesi kapsamında dünyanın farklı noktalarından 10 yabancı sanatçı İstanbul’da yerli zanaatkarlarla bir araya geldi. Onlarla vakit geçirdi ve aldıkları ilhamla ortaya harika işler çıkardı…

İstanbul Modern harika bir işe imza atarak, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle Misafirler projesini hayata geçirdi ve dünyanın farklı coğrafyalarından 10 yabancı sanatçıyı İstanbul’a davet etti. Sanatçılar, Faig Ahmed, Rana Begum, Benji Boyadgian, Rodrigo Hernández, Servet Koçyiğit, Outi Pieski, Randi & Katrine, Wael Shawky ve Jorinde Voigt İstanbul’da yaklaşık 6 hafta boyunca yerli zanaatkarlarla birlikte vakit geçirdi. Bunun sonucunda da onlardan aldıkları ilhamla, bir iş birliğiyle ortaya harika işler çıkardılar. Biz de 18 Ekim’e kadar devam edecek olan serginin açılış günü o zanaatkarlardan beşini yakaladık ve birkaç soru sorduk. Hollandalı sanatçı Servet Koçyiğit’in Yumuşak İniş adlı yorgan işi için yorganın üzerine harika motifler işleyen Ayşe Gören, Elif Uçar, Hanife Küçük ile Kudüslü sanatçı Benji Boyadgian birlikte ortaya paslanmaz çelikten Yansıma adlı harika bir iş çıkaran Artin Aharon Amca ve Finlandiyalı sanatçı Outi Pieski’in yazmalardan oluşan Üç Kız Kardeş adlı çalışmasına katkı sunan yazma araştırmacısı Veliye Martı’dan bahsediyoruz. Böyle bir projede yer aldıkları için hepsi çok mutlu. Gerisini gelin kendilerinden dinleyelim…

ÖMRÜMÜ SANATA VERDİM, MUTLUYUM…

Artin Aharon

1948, İstanbul doğumluyum. İlkokuldan sonra okumadım. 13 yaşında sanat yapmaya başladım ve şansıma çok büyük bir ustanın yanında çalıştım. 14 yaşında da onun yanında kalfa oldum ve bugüne kadar geldim. Galata’da 50 yıldır çalıştığım atölyemde, mal sahibi değişince kapının önüne kondum, hayırlısı olsun. Benim özelliğim, sanat üzerine çalışmak seri imalat yapmak değil. Ayrıca kendi tasarımlarım da var. Kısacası ömrümü sanata verdim, mutluyum. Gördüm, geçirdim, yaşadım elim ayağım tutuyor ve devam ediyorum. Bundan daha güzel bir şey olamaz. Çalışma alanım da her türlü malzeme var; ağaç, metal, cam… Bu projede sanatçıyla yaptığımız işin malzemesi ise paslanmaz krom nikel. Sanatçıyla güzel bir çalışma sürecimiz oldu. Çok mütevazı bir insandı. Birbirimizi ne zorladık ne de kırdık. Tercüman vasıtasıyla ve beden diliyle anlaştık. Her şey çok güzel gitti. Hatta ben yetiştiremeyeceğiz diye geceleri uyku uyuyamıyordum. Yabancı sanatçılarla çalışmaya alışkınım. Belki 20. yabancı sanatçı bu ama böyle detaylı bir işi ilk defa yaptık. Bu işin altında cesaret var. Bu işi yapmaya çok kişi cesaret edemez. Çünkü çok detaylı bir iş. Bu işe benim de katkım oldu. Sanatçıya fikir verdim, burayı böyle yap dedim.

YAZMACILIKTA GEÇMİŞİ UNUTMAMALIYIZ…

Veliye Martı

Ben geleneksel yazma ustasıyım. İslam yazmacılığı üzerine çalışıyorum. Aynı zamanda bu konu üzerine araştırmalar yapıyorum. Araştırma çok maddiyat isteyen, seyahat gerektiren bir şey. Örneğin bir motifin peşinde bir sürü yere gidebiliyorsunuz. Ben şimdi İstanbul motifi araştırması yapıyorum. Önümüzdeki günlerde seyahate çıkacağım. Çünkü günümüzde yazmacılık çok yüzeysel çalışılıyor. Tamamen ticari boyutlarda yapılıyor. Geçmişte de evet herkes geçim derdindeydi ama çalışmalar çok farklıydı. Boyalar, teknikler, üretim… Ben bunları araştırıyorum. Örneğin kalıplar… Ihlamur ağaçlarının uzun bir yolculuğu var kalıp olabilmesi için. Tabii günümüz şartların insanları hızlı tüketmeye yöneltiyor… Günümüzde kalıplar artık sienste yapılıyor. Aynı şekilde eskiden yazmaları ustalar hazırlardı, şimdi pek öyle değil. Şu an geçmişteki birtakım boyalar üzerine araştırmalar yapıyorum. Günümüzde hazır boyalar ve tekstil boyaları kullanılıyor. Ama benim görüşüm, geçmişi unutmamalıyız, geçmişi kayda geçmeliyiz tabii ki günümüz şartlarına da uyacağız. Bu projeye gelince, bence çok güzel bir proje. Çünkü yabancı sanatçılar bizim geleneksel sanatlarımızı öğrenmiş oluyorlar. Ben çok gelenekselciyim. Bu projede gelekselciliğimi daha fazla öne çıkarabildim. Ve uluslararası bir sanatçıya da bunu anlattım. Sanatçıyla iletişimiz çok güzeldi ve rahattı. Biz çok mutlu olduk. Eminim o da çok mutlu olmuştur. Beni kendi ülkesinde de tanıtmak istediğini söyledi.

SAĞ OLSUNLAR, BİZİ DE GÖRDÜLER…

Soldan: Hanife Küçük, Ayşe Gören, Elif Uçar

AYŞE GÖREN: Yorganın üzerine keçi motifini işledim. Çünkü zor işleri seven bir kişiliğim var. 10 yaşından beri el işleriyle uğraşıyorum. 8 yıldır ise bir öğretmenle birlikte devam ediyorum. Ev hanımıyım bu benim için bir gelir kapısı değil bir hobi. Yabancı bir sanatçının işinde yer almak çok memnuniyet verici bir durum. Yaptığım el sanatının meydana çıkması ve sergilenmesinden dolayı çok mutluyum. Umarım başka sergilerde de yer alır.

HANİFE KÜÇÜK: Ev hanımıyım, çocuklarımla, torunlarımla ilgileniyorum. 16 yaşından beri nakışla uğraşıyorum. Zaman zaman gelir kaynağı da olduğu oluyor. Neden olmasın? Çeyiz ürünleri de yaptığım oluyor… Yorganın üzerine el deseni yaptım. Burada olmak benim için gurur verici. Umarım devamı da gelir. Zanaatkârların bu şekilde görünürlük kazanması önemli. Yabancı bir sanatçının işinde yer almak beni çok gururlandırdı. Kendimle gurur duydum ve onurlandım. İlerleyen süreçlerde bu alanlarda kendimi daha fazla ifade edebilirim diye düşünüyorum.

ELİF UÇAR: Ev hanımıyım. Bu yorgan için uçak motifini işledim. Yabancı bir sanatçının işine bir katkıda bulunduğum için çok mutluyum. Uğraşımızın yabancı bir sanatçıyla değerlendirilmesi çok hoşuma gitti. Çok onur verici bir durum. Şimdiye kadar yaptığımız el işlerini bu kadar ortaya koyamamıştık. Şimdi sağ olsunlar bizleri de gördüler ve çok mutlu olduk. Bizlerin olduğunu da herkese göstermiş olduk. Bu durum özgüvenimi daha çok yükseltti. Artık kendime daha çok güveniyorum.

Etiketler

İlgili enformasyon

Bir yanıt yazın

Close

Adblock Detected

Reklam engelleyici devre dışı bırak