HaberKültürManşetSinema

Siyahi nefretin sinema yansıması

Amerika’da geçtiğimiz haftalarda polis tarafından öldürülen siyahi George Floyd’un hikayesi ne yazık ki çok tanıdık. Amerika’nın tarihi bu ve benzeri olaylarıyla dolu. Hal böyle olunca sinemada da en çok işlenen konular arasında yer alıyor siyahi ırkçılık. İşte o filmlerden bazıları…

Irkçılığın her türlüsü rahatsız edici ve toplumlar için bir felaket. Bunların başında ise siyahilere karşı yapılan ayrımcılık ve şiddet geliyor. Özellikle Amerika’da yoğun olarak görülen ve şiddetin beraberinde ölümcül sonuçlar doğurabilen ırkçılığın en son örneğine yine Amerika’da siyahi George Floyd’un bir polis tarafından etkisiz hale getirilirken ölümünde tüm dünya şahit oldu. Floyd’un son sözleri “Nefes alamıyorum” olurken, tüm dünyada ardı arkası kesilmeyen protestolar baş gösterdi. Bunlardan en şiddetlisi hiç şüphesiz Amerika’da ve hâlâ devam ediyor. Amerikan sisteminin bu iflah olmayan hastalığı öteden beri Hollywood filmlerine de çok sık yansıdı. Çünkü sinema yaşadığımız dünyanın bir aynası. Bu nedenle toplumları ve bireyleri derinden etkileyen konuların sinemada yer alması da kaçınılmaz. Öyle ki her dönemin izlenme rekorları kıran filmlerin çoğunu siyahilere yönelik ırkçılığı konu alan filmler oluşturuyor. Bu konuda öne çıkan birkaç filmi derledik.

  • 12 YILLIK ESARET (12 YEARS A SLAVE) 2013

Siyahi ırkçılık konusunda gelmiş geçmiş en iyi filmler arasında gösterebileceğimiz 12 Yıllık Esaret, Amerika’nın köle ticareti yapılan, acımasız dönemlerine ışık tutuyor. Ailesi ve kemanıyla birlikte özgür hayat süren Solomon, Washington DC’den kaçırılıp köle olarak satılıyor ve tam 12 yıllık bir esaret yaşıyor. Siyahilere yapılan zulmü tüm açıklığıyla gözler önüne seren filmin yönetmeni ise Steve McQueen. Film 2014 ‘En İyi Film Ödülü’ de dahil olmak üzere 3 dalda Oscar kazanmıştı.

  • YEŞİL YOL (GREEN MILE) 1999

Tom Hanks’in başrolünde oynadığı, Stephen King’in romanından uyarlanan Yeşil Yol 1920’lerin ABD’sinde siyahi iri adam John Coffey sözde küçük kızlara tecavüz etme suçundan idama mahkûm edilir. Özel güçleri olan Coffey’in masumiyeti anlaşılsa da bu durum idama engel olamaz. Frank Darabont’ın yönettiği film Oscar Ödülleri’nde ‘En İyi Film Ödülü’ olmak üzere birçok dalda aday gösterilmişti. 

  • YEŞİL REHBER (GREEN BOOK) 2018

Yeşil Rehber, ünlü bir piyanist ve konser turunda şoförü olarak yanında çalışan Tony’nin hikayesini anlatıyor. Ünlü müzisyenin bu konser turu sürecindeki başına gelen olaylar, siyahi ırkçılığın belki şiddetsiz fakat en çarpıcı detaylarını gözler önüne seriyor. Maruz kaldığı kabalıklar karşısında dahi kibarlığını koruyan bu müzisyen, tehlikelerle ve beklenmedik nezaketlerle aynı anda karşılaşır. En İyi Film Oscar’ının sahibi olan Viggo Mortensen ile Ay Işığı filmi ile Oscar’ı kazanan Mahershala Ali’nin başrolünü üstlendiği dram türündeki filmin yönetmen koltuğunda Peter Farrelly oturuyor.

  • KAPAN (GET OUT) 2017

Irkçılığın günümüzde dahi farklı şekillerde devam ettiğini gösteren bu film köleliğin yanı sıra zihinsel kölelik gibi konuları da gün ışığına çıkarıyor. Her şey siyahi genç Chris’in kız arkadaşının ailesiyle tanışmak için onların evine gitmesiyle başlar. Ailesinde bir tuhaflık olduğunu sezen Chris bir süre sonra buraya bir şekilde gelen siyahilerin bir bir kaybolduğunu öğrenir. Kendisinin kaçıp kurtulması ise o kadar kolay olmayacaktır. Jordan Peele imzalı korku türündeki yapımın başrollerini Daniel Kaluuya, Allison Williams, Bradley Whitford üstleniyor.

  • KARANLIKLA KARŞI KARŞIYA (BLACKKKLANSMAN) 2018

Yönetmenliği ve senaristliğini Spike Lee’nin yaptığı ABD yapımı BlacKkKlansman, siyahilere karşı ırkçılığı konu alan bir diğer film. 70’li yıllarda ABD’de geçen film, 1865 yılında Tennessee eyaletinde siyahilere ve göçmenlere karşı kurulan beyaz ırkın üstünlüğünü savunan Ku Klux Klan’ı konu alıyor. Film bu gizli örgüte girmeye çalışan ilk siyahi polis Ron Stallworth’un hikayesini anlatıyor. İlk gösterimini 71. Cannes Film Festivali’nin ana yarışma bölümünde yapan filmin başrolünde ise John David Washington yer alıyor.

  • BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK (TO KILL A MOCKINGBIRD) 1962

Film, ekonomik buhranın hüküm sürdüğü 1930’lar Amerika’sında, beyaz bir kadına tecavüz suçuyla tutuklanan siyah bir gencin avukatlığını üstlenen başarılı bir avukat çevresi tarafından şiddetle eleştirilir davadan geri çekilmesi yönünde baskılara maruz kalır. Ancak idealist avukat yolundan dönmez. Harper Lee’nin kitabından uyarlanan Bülbülü Öldürmek, Harper Lee’nin içeriği gerçekte yaşanmış olaylara dayanan bir roman. Roman, ünlü yönetmen Robert Mulligan tarafından beyaz perdeye uyarlandığında cesur ve başarılı bir uyarlama olarak dikkat çekmiş ve bu başarısını üç dalda kazandığı Oscar ödülüyle de taçlandırmış.

  • SON DURAK (FRUİTVALE STATİON) 2013

San Francisco’da eylem yapan ve polisler tarafından geri püskürtülmeye çalışılan birkaç siyahi gencin sesi duyulan birkaç el silah atışıyla kesilir. Sonrasında 22 yaşında olan ve Area Körfezi bölgesinde yaşayan Oscar ile karşılaşırız. Dünya henüz Noel arifesindeyken Oscar, Hayward’da işleri yoluna koymakla mücadele etmektedir. 2008’in son gününde yanında ailesi, arkadaşları, düşmanları ve hatta tanımadığı yabancıları alarak ‘sınırları’ geçecektir. Oscar’ın gidişi ise sadece ailesi ya da yakınlarını değil, tüm Amerika’yı derinden sarsar. Ryan Coogler’ın yazıp yönettiği film, dünya prömiyerini 2013 yılında Sundance Film Festivali’nde gerçekleştirdi.

  • GİZLİ SAYILAR (HİDDEN FİGURES) 2016

Katherine G. Johnson, Dorothy Vaughan ve Mary Jackson adlarındaki 3 siyahi kadın NASA’da büyük işlere imza atmaktadır. Uzay ve bilimlerinin derinliklerindeki sorunları müthiş zekalarıyla çözen ve karşılaştıkları ırkçı tavırlara en iyi cevabı zekalarıyla veren bu kadınlar gelmiş geçmiş en önemli NASA operasyonlarından birinde de büyük rol oynayacaklardır. Dünya yörüngesine çıkan ilk Amerikalı astronot John Glenn’in bütün dünyayı heyecana boğan operasyondaki her adımı bu 3 zeki bilim kadınının yardımıyla olur. Yönetmen koltuğunda Theodore Melfi’nin oturduğu filmin başrollerini Taraji P. Henson, Octavia Spencer ve Janelle Monáe üstleniyor.

  • ÖLDÜRME ZAMANI (A TİME TO KİLL) 1996

Mississippi’li bir fabrika işçisi olan Carl Lee Hailey, on yaşındaki kızı Tonya’nın iki beyaz ırkçı tarafından saldırıya uğraması sonucunda çok sinirleniyor ve bu iki adamı gördüğü ilk yerde öldürmeye teşebbüs ediyor. Böylece bir anda ‘suçlu’ durumuna düşen Carl Lee, avukat Jake Brigance’i savunma için tutuyor. Jake’e dava sırasında Ellen Roark isimli genç bir hukuk öğrencisi eşlik ediyor. Birlikte Klan’ın kirli yüzünü, ve 1860’larda çözülmüş olduğu iddia edilen siyah-beyaz ayrımının hala var olduğunu gören Jake ve Ellen, dava sırasında önemli kanıtlara da rastlıyor…

  • MALCOLM X, 1992

Malcolm, dönemindeki birçok siyahi vatandaş gibi oldukça zorlu ve acı dolu bir hayat geçirir. Bu olumsuz şartlar onu yaşayabilmek için küçük hırsızlıklar yapan birine dönüşmeye zorlar. Suçlarından dolayı hapishaneye gönderildiğinde ise bambaşka bir kimlik edinir. Burada dahil olduğu ilginç toplulukta dinin de yardımıyla gerçek kimliğini bulur. Vakti gelip dışarı çıktığında ise bambaşka biri olmuştur. Artık kendilerini suçlu olmaya zorlayan genel zihniyete karşı başkaldırma zamanıdır.

  • UNUTULMAZ TİTANLAR (REMEMBER THE TITANS) 2000

Herman Boone bir Amerikan futbolu koçudur. 1970’lerin Virgina’sında ırkçılık hakimdir. Oldukça ırkçı yönelimlerin olduğu bir Amerikan futbolu takımı da bir koç aramaktadır. Bu lise takımı da kimlik sorunları yaşayan ve ırkçı tavırları olan oyunculardan kuruludur. Siyahi bir koç olan Herman Boone’un başa gelmesi, bütün bu kişilik bunalımlarının kökenine inecek ve insanların karakterlerini sorgulatacaktır.

İlgili enformasyon

Bir yanıt yazın

Close

Adblock Detected

Reklam engelleyici devre dışı bırak