KültürManşetSinema

Soğuk savaşın ortasında sıcak bir aşk hikayesi: Cold War

Polonyalı usta yönetmen Pawel Pawlikowski’nin bu hafta gösterime giren filmi Cold War’ı, Soğuk Savaş’ın ortasında sıcak bir aşk hikâyesini anlatıyor. Filmin yapımcısı Ewa Puszczynska, Pawlikowski ile çalışma tecrübesini ve Polonya sinemasının Hollywood karşısında nasıl varlık göstermeye başladığını Star Gazetesi’ne anlattı.

Soğuk Savaş/Cold War, birbirinden tamamen farklı karakterlere sahip bir kadın ve bir erkek arasındaki imkânsız aşkın öyküsünü anlatıyor. Zula ve Wiktor birbirinden tamamen farklı karakterlere sahip olan iki âşıktır. Soğuk Savaş sırasında Polonya’dan Berlin’e, Yugoslavya’dan Paris’e uzanan film, siyasi görüş, karakter ve kaderin cilvesiyle savrulan Zula ve Wiktor’un tutkulu aşkını ele alıyor. Film dünyanın birçok ülkesinde gösterime girdi. San Sebastián ve Toronto gibi uluslararası film festivallerinden adaylıklar kazandı. Bu yıl 55. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde de yarışan film, Polonya Film Festivali’nden ise dört ödül birden kazanmayı başardı. Cannes Film Festivali, Avrupa Film Ödülleri dâhil birçok festivalde ödülleri topladı. Türkiye’de ise dün vizyona giren filmi yapımcısı Ewa Puszczynska ile konuştuk. IDA filminde de Pawel Pawlikowski ile birlikte çalışan Ewa Puszczynska acaba bu iki film arasında yönetmende çeşitli farklar gözlemlemiş miydi? Puszczynska, filmler farklı olsa da Pawlikowski’nin kullandığı yöntemlerin genelde aynı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Ekip ve oyuncularla çalışma stili ve filmi çekme tarzı hep aynı oluyor. Tabiki IDA ile Soğuk Savaş arasında büyük farklar var. Soğuk Savaş daha karmaşık ve bütçesi daha yüksek olan bir film.”

PAWEL İÇİN SENARYO SADECE FONDUR

Pawel Pawlikowski, Ewa Puszczynska

Yapımcı Ewa Puszczynska Pawel Pawlikowski’nin uzun zamandır böyle bir film çekmek istediğini söylüyor. Çekimlere ise IDA filminden hemen sonra başladıklarını ifade ediyor. Puszczynska, yönetmen Pawel Pawlikowski ile çalışma süreçlerini ise şöyle anlatıyor: “Pawel’in kendine has belirli bir çalışma yöntemi var. Örneğin senaryo sadece fon sağlamak için kullanılır. Daha sonra değiştirilebilir. Elbette biz beraber çalışıyoruz ve benim de fikirlerim oluyor onun olduğu gibi. Bazen fikir ayrılıklarına düşüyoruz ama bunları karşılıklı görüşerek hallediyoruz. Genelde sorun yaşamıyoruz.” Peki Pawlikowski’nin ustalığı set ortamına nasıl yansıyordu? Ewa Puszczynska bu sorumu ise şöyle yanıtlıyor: “Pawel evet bir usta ama aynı zamanda çok iyi bir insan. Set ekipleri onu çok seviyor. Sette hiçbir şekilde sesi yükselmiyor. IDA ve Soğuk Savaş’ta da aynı ekiple çalıştık. Herkes birbirini tanıyor ve seviyor. Ekip ruhumuz var ve Pawel bu ruhla muhteşem bir iletişime sahip.”

SİNEMA POLONYA’DA DEVLETTEN BAĞIMSIZLAŞTI

Tomasz Kot ve Joanna Kulig, Cold War

Peki Polonya’da sinema endüstrisi ne durumda? Başarılı yapımcı Ewa Puszczynska şöyle yanıtlıyor: “Polonya’da 11 yıl önce sinema enstitüsü kuruldu ve kanun değişti. Artık para sadece devletten değil çeşitli kaynaklardan da geliyor. Bu da sinemanın devletten bağımsız olmasını ve daha değişik filmlerin yapılmasının önünü açtı. Eğitim ve maddi, manevi destek çok önemli. Eğitimden kastım şu: Okullarda çocuklara okuma yazma öğretiyoruz. Ama filmin ne anlama geldiğini, filmlerin nasıl seyredilmesi gerektiğini ve filmlerin neler anlattığını öğretmiyoruz. Eğer gelecek nesilleri sinema sektörü için yetiştirmek istiyorsak küçük yaştan bunları öğretmemiz lazım. Örneğin Polonya’da birkaç yıl öncesine kadar sadece ABD filmleri izlenirken son yıllarda Polonya ve Avrupa filmleri de popülerlik kazandı. Bütün bunlar doğru eğitim sayesinde oldu.”

TÜRK DUYGULARIYLA YAPILAN FİLM TÜRK SİNEMASIDIR

Ewa Puszczynska, Nuri Bilge Ceylan’ı tanıdığını ve sonun bir sinema ustası olduğunu söylüyor. Filmlerini çok sevdiğini ve beğendiğini de söyleyen başarılı yapımcı ayrıca Ceylan’ın Pawel Pawlikowski ile de çok yakın dost olduklarını ifade ediyor. Deniz Gamze Erguvan, Ferzan Özpetek, Fatih Akın gibi Türk yönetmenlerin farklı ülkelerde üretimler yapıyor olması hakkında ise şöyle düşünüyor: “Filmin Türk olması için bir Türk yönetmenin filmini illa Türkiye’de mi çekmesi gerekiyor? Kendi Türk duyguları ve anlayışıyla filmi çekiyorsa zaten o bir Türk filmidir.”

Etiketler

İlgili enformasyon

Bir yanıt yazın

Close

Adblock Detected

Reklam engelleyici devre dışı bırak