Serebral Palsili Ayşe Seben Dayı ile hayatı ve Türkiye’deki yetisizlik algısı üzerine bir foto röportaj gerçekleştirdik.
Türkiye’de yetisizliğin tanımı sağlıklı bir şekilde yapılamamış, dolayısıyla toplumda herhangi bir yetisizlik algısı da oluşturulamamıştır. Tanımsızlık, tanısızlık, yersizlik, soyutlanma, soyutlama, ötekileşme ve ötekileştirilme gibi gerçekler yetisizliğin herhangi bir tanımının yapılmamış olması dolayısıyla oluşturulamayan ve politika haline getirilemeyen pratikteki yetisizlik algısının bir sonucudur.
Ben de empati kuruyorum ve insanları anlamaya çalışıyorum. Beni görünce endişeleniyor olabilirler. Ama bu endişeyi bana hakaret ederek yansıtmamalılar.
Yetisizlik biyolojik olarak görememe, işitememe, yürüyememe gibi durumları kapsamaktadır. Ancak duyu veya fiziksel yetisizlikler sadece yetisiz bireyin biyolojik veya fiziksel olarak yaşadığı durumlardan ibaret kalmamaktadır. Toplumda kabul görmemek ve durumuna biyolojik gerçeğinin dışında toplum bireyleri tarafından duygusal, özel, kötücül veya iyimser pek çok anlamın yükleniyor olması yine yetisiz bireyleri hiç de düşmek istemeyecekleri bir duruma sürüklemektedir. Bu sürükleyiş hiç şüphesiz zaman zaman bireyler üzerinden psikolojik rahatsızlıklar, toplumdan soyutlanma veya bulunduğu durumdan utanma gibi haller yaratabileceği gibi özellikle çocuklar üzerinde travmalar meydana getirmektedir. Bu veya benzeri sebeplerden dolayı yetisizliğin tanımının sağlıklı yapılması ve toplumdaki algının gerekirse devlet tarafından etik ve insani olarak yürütülmesi gerekmektedir.
O bireylerden biri 28 yaşındaki Ayşe Seben Dayı. Seben 28 yaşında, annesi Ayşe Dayı ve erkek kardeşi Kerem Dayı ile birlikte Maltepe’de yaşıyor. Doğum sırasında beynine oksijenin geç gitmesi sonucunda Serebral Palsi olan Seben, 28 yıldır hayatını bu şekilde sürdürüyor. Seben’in en büyük problemi durumundan ziyade toplumdaki algı. Seben toplumun aksine bir ‘engeli’ olduğuna inanmıyor; Yeditepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü’nü birincilikle bitiren Seben, hemen ardından aynı okulda Antropoloji yüksek lisansını yapmaya başlamış. Oldukça başarılı bir eğitim süreci geçiren Seben ilk ve orta okul dönemlerinde ‘özel’ bir öğrenci olduğu için öğretmenleri tarafından sadece ezberlenmiş gülümsemelere samimi olmayan sözlere maruz kalmış.
*Haberde yer alan yetisizlik nitelendirmesinin toplumda yaygın olan kullanımı “engellilik”tir. Haberde bu nitelendirme tercih edilmemektedir.