“Ben seni vursam bile üzülmem, kediye mi üzüleceğim?”, “Ağabeylere selam, çatışmaya devam.”, “Yaşımızın yetmediği yerde yaşantımız yeter, biz Denizli çocuğuyuz!”… Bu tuhaf aynı zamanda ürkütücü sözler geçtiğimiz günlerde hamile kedinin üzerine pitbull cinsi köpeği saldırtan çocuklara ait… Ama bir dakika bu sözler aynı zamanda televizyonda her gün izlediğimiz, övgülere ve ödüllere boğulan dizilerinin de klişeleşmiş replikleri değil mi?
Geçtiğimiz 23 Temmuz günü Adana’nın Seyhan ilçesi Mithatpaşa Mahallesi’nde hem üzücü hem de duyanlarda şaşkınlık meydana getiren bir olay yaşandı. Özetle şöyle: 3 ‘çocuk’ Pıtır adındaki hamile kedinin üzerine pitbull cinsi köpeklerini saldı ve bunun sonucunda kedi öldü. Bütün bu yaşananlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Durumu polise bildiren kedi sahibi Zehra Kuşçu’nun ihbarı üzerine aynı mahallede ikamet eden A.Y. (13), kardeşi M.Ü.Y. (14) ve arkadaşları H.P. yakalandı. Polis, A.Y.’nin kediyi tutup köpeğin ağzına attığını, köpeği tutanın ise kardeşi M.Ü.Y. olduğunu belirledi. Polis bu tespitler üzerine çocukları gözaltına aldı. Kediyi tutup köpeğin ağzına atan A.Y., basın mensuplarının “Kedi öldü hiç mi üzülmedin?” sorusu üzerine “Ben seni vursam bile üzülmem, kediye mi üzüleceğim” yanıtını verdi. Çocuklardan biri ise görüntülendiğini görünce “Çekin âlem yakışıklı görsün” demesi dikkat çekerken, A.Y.’nin “Ağabeylere selam, çatışmaya devam. Yaşımızın yetmediği yerde yaşantımız yeter, biz Denizli çocuğuyuz” demesi hem üzdü hem de düşündürdü.
ABİLERDEN MEŞRULAŞTIRILMIŞ ‘RACON’ ÖGELERİ
İsimlerinin açıklanmasıyla çocukların sosyal medya hesapları da incelendi. Söz konusu çocukların sosyal medya hesaplarında ana akım medya televizyonlarında neredeyse her gün yayınlanan; şiddet, silah, ölüm, kadını aşağılayan ifadelerin yer aldığı dizileri takip ettiklerinin anlaşılması başka bir bildiğimiz gerçeği daha gösterdi bize. Evimiz içinde dolanan mafya gerçeğini. Kedinin üzerine pitbull cinsi köpeklerini salan ve söyledikleri cümlelerden bundan zerre pişmanlık veya üzüntü duymadıkları anlaşılan çocukların aynı vahşet ve kötülük seviyesinde –kurgu olsa bile- dizileri severek izliyor olmaları çok da tezat ve çelişkili bir durum değil. Şüphesiz sokakta, okulda çeteleşen akran gruplarında da kullanılan bir dil bu. Ancak bu jargonun yaygın kanallardaki dizilerde popüler oyuncularla adeta legal hale getirildiği, meşruiyet kazandırılıp özendirilirdiği de inkar edilemez bir gerçek. Öyle olmasa bile ağızlarından çıkan cümleleri nerede nasıl öğrenmiş olacaklardı ki? Okulda mı evde mi yoksa ders kitaplarında mı? Hiç şüphesiz selam gönderdikleri kimi zaman ‘İçeride’ kimi zamanda ‘Çukur’da olan, şiddetli tavırlarıyla kızları hemen etkileyen, işlerini gayri ahlaki ve gayri resmi yollarla kolaylıkla çözebilen, bütün bu davranışlarıyla anne ve babaları tarafından onaylanan, racon adını verdikleri ve erkeklik göstergesi haline getirdikleri davranışlar sergileyen, asla kolluk kuvvetleri tarafından yakalanmayan, daima öldüren ve bu yüzden asla öldürülemeyen ABİLERİNDEN.
Belki bu dizilerde hayvanlara yönelik alenen şiddet uygulanmıyor. Ama bu durum bu dizileri tümüyle temize çıkarmaz. Bazen diğer davranışlar, hal ve hareketler ile sözler de bu tarz durumlara, olaylara sebep olur. Ki öyle oldu… Dolayısıyla acilen Türk televizyonlarının bu tarz dizi ile programlardan tamamen arıldırılması, dizilerdeki sözde ‘iyi’ kahraman karakterlerin birer suç savunucusu olmasının engellenmesi, olumsuz örnek oluşturan fiziksel ve sözel şiddet ögelerinin önüne geçilmesi; bütün bunların bir sansür formatında değil, etik ve insani değerler çerçevesinde yeniden düzenlenmesi gerekiyor!
DİZİLERİN ŞİDDET KARNESİ
Geçtiğimiz günlerde diziler hakkında Meclis’e sunulan bir rapor da dizilerin şiddet dolu yüzünü bir kez daha doğruladı. Bu rapor için rastgele en çok izlenen sekiz dizi seçildi ve hepsinin birer bölümü izlendi. Rapora göre: Kadına yönelik şiddet, kadının güçsüz gösterildiği, şiddet söyleminin olduğu, psikolojik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin desteklendiği, silah ve ölüm sahnelerinin olduğu, toplam 23 sahnede kadına yönelik şiddet uygulandığı tespit edildi. Öte yandan boğma, tokat atma, sopalarla dayak atma, fare zehiriyle zehirleme, silahla vurulma ve işkence sahneleri de mevcut. Sekiz dizinin de ortak özelliği hepsinde silah sahnesinin bulunması. Yine rapora göre dizilerin sadece bir bölümünde çatışma ve infazlarla 41 kişi ölüyor.