“Pandemi gibi olağanüstü durumlar ile karşı karşıya kaldığımız zaman, bir süreliğine de olsa gerçek hayatın ciddiyetinden uzaklaşarak izlerken keyifli zaman geçirebileceğimiz türden içeriklere yöneliyoruz. Sürekli haberleri takip etmekten ve kendimizi içinde bulduğumuz olağanüstü durumla ilgili haberlere sosyal medyada da sık sık maruz kalmaktan ötürü izleyici, tüketirken biraz rahatlayabileceği, ‘kaçış’ niteliğinde içerikleri tercih ediyor. Öte yandan kentleşmiş bölgelerde internet üzerinden haber takibi oldukça yaygın bir hale gelmiş olsa da, Türkiye’de başlıca haber kaynağını hala televizyon oluşturuyor.”
Pandemi ve karantina süreciyle birlikte birçok alışkanlığımız olduğu gibi televizyon izleme alışkanlıklarımız da değişti. Hem nicelik hem de içerik bakımından üstelik. Pandemi gibi olağanüstü durumlarda televizyon tüketim alışkanlıklarımız değişiyor. Kimi zaman haberler izlenme rekoru kırarken, kimi zamansa bir Show programı reytinglerde zirveye oturuyor. Peki, biz bu süreçte daha çok izledik? Televizyonu mu yoksa interneti mi tercih ettik? Haberler mi daha çok ilgimizi çekti yoksa diziler, kültür sanat programları mı? Tüm bunları SPI International CMO’su Haymi Behar ile konuştuk.
Pandemi sürecinde televizyon izleme oranlarında bir değişiklik oldu mu, nasıl?
Pandemi dönemi ve karantinayla birlikte evde daha çok vakit geçirmeye başladık. Evde geçirilen bu süre zarfında içerik tüketiminin arttığını, tüketim sürelerinin ve araçlarının da çeşitlendiğini gözlemledik. Birçok işin durması veya evden çalışma sistemine geçilmesi ile beyaz yakalı bir çalışan normal şartlarda akşam daha fazla içerik tüketirken, pandemi döneminde gündüz ve öğle saatlerinde de içerik tüketimini arttırdı. Bu trend, çocuklu aileler için de geçerli. Okulların büyük ölçüde eğitime ara vermesi ile çocuklara yönelik içerikler hafta içi de gündüz saatlerinde sık tüketilmeye başlandı. Birçok operatör, ekstra ücret ödenerek izlenilen kanallarını pandemi aylarında tüm izleyicilere açarak çeşitli kampanyalar yaptı ve evde geçirilen zamanın daha keyifli olması amaçlandı. Bu dönemde, televizyon izleme ve çeşitli ekranlardan içerik tüketme oranlarında dünyanın birçok yerinde önemli bir artış yaşandı.
VİDEO HABER TÜRKETİMİNDE TÜRKİYE BAŞI ÇEKİYOR
Peki, bu süreçte TV içeriklerinde nelere yöneldik?
Pandeminin ilk aylarında haber içerikleri tüketiminde önemli bir artış oldu. Özellikle internet ortamında video haber tüketiminde Türkiye dünya genelinde başı çekiyor. Kentleşmiş bölgelerde internet üzerinden haber takibi oldukça yaygın bir hale gelmiş olsa da, Türkiye’de başlıca haber kaynağını hala televizyon oluşturuyor. Bunun dışında, canlı spor müsabakaları durduğu için, özellikle erkek izleyiciler, motor, yelken gibi adrenalin sporu içerikleri yayınlayan mecraları tercih etmeye başladılar. Bu da pandemi süresince ev dışı aktivitelerine duyulan özlemin, içerik tüketimine de yansımaları olduğunun önemli bir göstergesi oldu. Bu süreçte, evde kalarak geride bıraktığımız hayatı bize hatırlatan ve anılarımızı pekiştiren ya da daha önce hiç görmediğimiz yerleri evimizin konforundan deneyimlememizi sağlayan türden içeriklere rağbet arttı. İzleyiciler, DIY (Do it Yourself) tarzı içeriklerle hobilerini geliştirmeye, belgesellerle gezginlerin gözünden dünyayı gezmeye başladılar. Bilgilendirici içeriklerin tüketimi gerek televizyon gerekse internet üzerinden, oldukça arttı. Evde geçirdiğimiz zamanın artmasıyla, kendimize de daha fazla vakit ayırmaya başladık. Bu sebeple izleyiciler, geçmişte izledikleri, daha önceden izleyip tekrar izlemek istedikleri veya normal hayatın koşuşturması içerisinde vakit bulamadıkları eski filmleri, dizileri daha fazla tüketmeye başladılar.
Pandemi gibi olağanüstü durumlarda (doğal afet, politik çatışmalar, terör eylemleri) TV izleme alışkanlıklarımız refleksiv olarak değişiyor mu, nasıl ve sizce neden?
Pandemi gibi olağanüstü durumlar ile karşı karşıya kaldığımız zaman, bir süreliğine de olsa gerçek hayatın ciddiyetinden uzaklaşarak izlerken keyifli zaman geçirebileceğimiz türden içeriklere yöneliyoruz. Sürekli haberleri takip etmekten ve kendimizi içinde bulduğumuz olağanüstü durumla ilgili haberlere sosyal medyada da sık sık maruz kalmaktan ötürü izleyici, tüketirken biraz rahatlayabileceği, “kaçış” niteliğinde içerikleri tercih ediyor. Buna örnek olarak, pandemi döneminde daha “light” ve izleyicilerin izlerken kafa dağıtabileceği türden dizilerin ve romantik komedi filmlerin tüketiminde yaşanan artış gösterilebilir.
TELEVİZYON İZLEME ORANI YÜZDE 30 DÜŞTÜ
Uluslararası kıyaslamalar yapacak olduğunuzda Türkiye’de içerik ve nicelik bakımından televizyon tüketimi sizce ne durumda?
Son 12 yılda Türkiye’de günlük ortalama televizyon izleme oranı yüzde 30 düştü. İzleyicinin tercihine dayalı video yayın akışı sunan platformlar ise yükselişte. 2006 yılında yaklaşık 5 saat olarak ölçülen günlük televizyon izleme oranı şimdilerde yaklaşık 3,5 saat olarak görülüyor. Dünya genelinde ise bu oran ortalama yaklaşık 3 saat… Bunun dışında, 15-24 yaş arası gençlerin büyük çoğunluğu içerikleri akıllı cihazlarından tüketiyor. Türkiye’de en çok tüketilen içerikler arasında haberler, yerli diziler ve spor ile açık oturum programları mevcut. Türkiye dışında da en fazla televizyon izleyen ülkeler arasında, ABD, Polonya, Japonya, Brezilya ve Rusya bulunuyor.
Televizyon sizce teknoloji ve sosyal medya ile daha fazla nasıl entegre olabilir?
Televizyon izlerken bile artık birden çok ekrana bakıyoruz. Bir film veya dizi izlerken, o dizi ile ilgili başkalarının yorumlarını sosyal medyadan takip ediyoruz, onlar hakkında videolar röportajlar seyrediyoruz. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte televizyon izlemek oldukça kapsayıcı bir aktivite haline geldi. Bu mecraların birbirleriyle aktif olarak etkileşim halinde olduğu yeni projeler gerçekleştirerek televizyon teknoloji ve sosyal medya ile daha fazla entegre olabilir.
TELEVİZYON DÖNÜŞEREK SÜREKLİLİĞİNİ KORUYACAK
Televizyonun bir süre sonra tamamen önemini yitireceği konusundaki öngörülere katılıyor musunuz?
Klasik televizyon izlenme oranlarında, özellikle genç jenerasyonlarda, genel bir azalma saptanmış olsa da, televizyonun “dönüşerek” sürekliliğini koruyacağını düşünüyorum. İngiltere ve Amerika’da pandemi zamanında kuşakların medya kullanımını konu alan bir araştırmaya göre, X kuşağı yüzde 45 oranla en fazla televizyon izleyen kuşak… Y kuşağı ve Z kuşağında ise televizyon izlenme oranları sırasıyla yüzde 35 ve yüzde 24. Bu iki kuşak daha çok online video mecralarını tercih ediyor. 57 yaş üzeri (Baby Boomer) izleyicilerin de yüzde 42’si televizyon izliyor. Görüldüğü gibi aslında hala televizyon izleyen oldukça geniş bir kesim var. Mesela, 57 ülkede faaliyet gösteren SPI International’ın FilmBox kanalı, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’da tüm Pay (ücretli) TV kullanıcılarına ulaşan ve Çek Cumhuriyeti’nde en çok izlenen ücretli film kanalı. Seç-izle içerik sağlayan online platformların yaygınlaşması ile bir alternatif bolluğu oluştu. Ancak bu durum, beraberinde izleyici açısından ne izleyeceği konusunda sürekli karar mercii konumunda olmayı da getiriyor. Bu durum bir noktada, izleyici için arkasına yaslanıp, rahat bir şekilde televizyon izleme deneyimini minimize ediyor. Sürekli seçim yapıp karar vermektense, rahat bir şekilde TV izleme deneyimi yaşamak isteyen geniş bir kesim bulunuyor. Çek Cumhuriyeti’ndeki başarının ana nedenlerinden biri de bu durumdur.
Öte yandan, talepleri ve eğilimleri sürekli değişen ve gelişen bir genç kesim ile karşı karşıyayız. Televizyon aslında dijitalleşme sayesinde ‘smart’ televizyonların ve çeşitli dijital platformların yaygınlaşması ile “dönüşmeye” başladı. Televizyon üzerinden artık yalnızca doğrusal yayın izlenmiyor; seç izle video seçkisi sunan operatörler ile dilediğiniz zaman dilediğiniz filmi seyredebiliyor, televizyonu satın aldığınızda içerisinde bulunan ‘built-in’ uygulamalar sayesinde zaman kısıtlaması olmadan istediğiniz içeriği tüketebiliyorsunuz. Televizyonun sürekliliğini koruyabilmesi adına bu gibi çeşitli tüketici taleplerine ve değişen teknolojiye ayak uydurması çok önemli. Daha genç kesimin içeriklerini yüksek oranda cep telefonları, tabletler ve bilgisayarlar üzerinden tüketmeye başlaması ve online video mecralarını tercih etmesi de televizyonun sürekliliğini koruyabilmesi için dijitalleşmenin beraberinde getirdiği yepyeni taleplere ayak uydurması gerektiğini gösteriyor.
FilmBox Live’i Netflix, BluTV gibi platformlardan daha değerli kılan yönler var mı?
FilmBox Live, ücreti açısından oldukça hesaplı olmanın yanı sıra yüzlerce film ve tematik içerikten oluşan özenle oluşturulmuş bir seçkiyi dilediği zaman, dilediği yerden izleyebileceği şekilde izleyiciye sunuyor. Rakiplerinden farklı olarak FilmBox Live üzerinden dünya çapında 30 milyon aboneye ulaşan FilmBox kanalı da dâhil, SPI/FilmBox’ın birbirinden dinamik 7 kanalının canlı yayın akışları da seyredilebiliyor. Kanallar arasında belgesel kanalı DocuBox, dövüş sporları kanalı FightBox, popüler müzik kanalı 360 TuneBox, adrenalin sporu kanalı Fast&FunBox, arthouse sinema kanalı FilmBox Arthouse ve yeni nesil oyun ve e-spor kanalı Gametoon bulunuyor.