EditördenKritikKritikManşetMedya

Yazılı basının sınavı

Yazılı basın gelenekselliğini korumakla beraber her geçen hacmini düşürmeye devam ediyor. Bunun en güncel örneği Habertürk Gazetesi oldu. Gazete, baskısını durdurarak dijital olarak yayın hayatına devam edeceklerini açıkladı.

Yazılı basın medya giderek öngörüldüğü üzere hacmini düşürüyor. Yazılı basında medyada dijital devrim diye bir şey yaşıyoruz ve bu en çok medya, iletişim sektörünü etkiliyor. Medyanın, tarihinin en köklü ve ciddi değişimini yaşadığına şahit oluyoruz. Gazetelerin reklam gelirlerindeki büyük düşüş, okuyucu profilleri ve alışkanlıklarının değişimi, tüm sektörün zarar etmesine neden oluyor. Ancak yerel medya bazı nedenlerden dolayı sağlıklı bir dönüşüm ortamına giremiyor. Buna neden olaraksa öngörüsüzlük, politikasızlık gibi durumları gösterebiliriz. Gazetelerin kapanma kararı almalarında ise birçok etken bulunuyor. Reklam durumları, tiraj sayısı, dijital ortama göre fazla çalışan barındırması gibi nedenler gazetelerin baskılarını durdurmak için yeterli olabiliyor. Öte yandan tiraj sayısına doğrudan etki eden okurlar için de gazetelerin içeriğinin fakirleşmesi ve tekrara düşmesi, erişilebilirliğin düşük olması, tasarımın estetiksizliği, tek sesliliğin hakim olması gibi nedenler gazete satın alımının önüne geçiyor.

Yazılı basın için yazılan kötü senaryoların gerçekleşeceğini öngören en somut adımı geçtiğimiz günlerde baskısını durdurma kararı alan Habertürk Gazetesi ile gördük. Diğer gazetelere göre yüksek tirajlı olmasına karşın kapanma kararı alan gazete, online olarak yayın hayatına devam edecek. Gazeteyi çıkaran holdingin başında bulunan yönetici Kenan Tekdağ’ın verdikleri ‘stratejik karar’ için okur ilgisinin ve gelirlerin azalmasını gerekçe gösteriyor.

SEKTÖR DÖNÜŞEMEMESİ

Basın İlan Kurumu’nun eski yönetim kurulu üyesi Yeni Şafak G. Yazarı Kemal Öztürk kurumun yıllık 450 milyon TL basın bütçesini yaklaşık 1200 ulusal ve yerel gazeteye dağıttığının altını çizerek “Eğer bu ilan paraları olmazsa, 1200 gazetenin neredeyse tamamı kapanmak zorunda kalır. Buna günlük 35 ulusal gazete dâhildir.” diyor. Dolayısıyla Türkiye’de gazetelerin dijitale dönüşümünü engelleyen en önemli konunun Basın İlan Kurumu olduğunu vurgulayan Öztürk, “Bu ilanlar dijital yayın yapan medya kuruluşlarına değil, kâğıda basılı gazetelere veriliyor sadece. Tüm dünyada gazeteler kapanırken, bizde yeni gazetelerin yayına başlamasının sebebi de Basın İlan Kurumu’dur.” diyerek kurumun etkisine dikkat çekiyor. İşte sektörün de tam olarak devletin bu ilan politikası nedeniyle dönüşemediğini ve gerçek mecrasına dönemediğini belirten Öztürk, Ciner Grubu’nun Habertürk Gazetesi hakkında aldığı kararı doğru olarak değerlendiriyor ve baskıyı durduracak gazete sayısının bu yıl hızla artacağını söylüyor. Öztürk’e göre Basın İlan Kurumu eğer dijitalleşme kararı alırsa, sektör çok büyük bir hızla dönüşecek ve dolayısıyla o zaman çağa uygun bir medyaya kavuşmuş, devletin (ilan) imkânları da heba edilmemiş olacak.

SORUN GAZETEDE DEĞİL, GAZETECİLİKTE

Genç basın çalışanlarının eski heyecanının şu an basın sektörünün bütününde ölmüş olduğunu söyleyen Fehmi Koru, Türkiye’de sorunun gazetelerden önce gazetecilik mesleğinde olduğunu belirtiyor ve dolayısıyla içeriği zenginleştirmek de mümkün görünmediğini vurguluyor. Bu noktada uluslararası gazetelere dikkat çeken Koru, New York Times’ın içeriğinde çeşitliliğini artırarak ve dijiral aboneliği yaygınlaştırarak hala yaşadığını söylüyor. Washington Post’un ise parasını internet üzerinden satış yaparak kazan Amazon’un sahibine sattığını ve Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un da NYT’nin yaptığı gibi içeriği zenginleştirme yoluna giderek yayın hayatına devam edebildiğini belirtiyor.

MEDYADA KİTLESEL İŞSİZLİK ARTACAK

Kimine göre yazılı medya, çağın iletişim teknolojisine yenildi. Böyle düşünenlerden biri de Star Gazetesi Yazarı Mehmet Yeşilkaya. Yeşilkaya baş döndürücü hızla ilerleyen dijital zamanlarda yaşadığımızı söylüyor ve bu çağın en başat özelliğinin bilgiye ve habere hem çok kolay hem de çok hızlı ulaşabilmek olduğunu belirtiyor. Durum böyleyken bir gün sonra çıkan gazetelerdeki haberler bayat kalıyor. Geleneksel medyaya alışkın neslin hızla yaşlandığını ve azaldığını söyleyen başarılı gazeteci, dijital medyayı kullanan genç nüfus ise arttığını ve gazete bayiinden gazete almaya gidenlerin azaldığını söylüyor. Yeşilkaya’ya göre batı medyası bunu çok erken fark etti ve önlemini aldı. “Maalesef bir iki medya kuruluşu dışında kimse dijital platforma yatırım yapmıyor. Hala geleneksel düzen devam ettiriliyor. Hala vasat haberciler dijitalde donanımlı haberciler ise yazılı basında çalıştırılıyor. Oysa dünyada habercilik ya da gazetecilik çoktan kendini yeniledi. Çağın gereklerine göre aksiyon aldı.” diyen Mehmet Yeşilkaya, Habertürk’ün kapanma durumunun devamının da geleceğini, yazılı basın hızla sona doğru gittiğini ve bu durumların gazetecilikte kitlesel işsizliklere neden olacağını söylüyor.

İNCİ TARI: HABERTÜRK’ÜN KARARI ERKEN

Dr. İnci Tarı

Yazılı basının durumu hakkında konuştuğumuz İstanbul Arel Üniversitesi, İletişim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi ve eski Yatırımcı İlişkileri Müdürü İnci Tarı, Habertürk Gazetesi’nin kapanmasının erken alınmış bir karar olduğunu söylüyor.

Yazılı basının gelenekselliğini korumakla beraber hacminin düşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz
Dünya Gazeteciler Birliği WAN’ın 2017 Basın Trendleri Raporuna baktığımızda dünyada 2012 yılında günlük ortalama gazete tirajı 614 milyon iken bu rakam 2016’da 757 milyona çıkmış ama bunun nedeni Hindistan başta olmak üzere birkaç Asya ülkesi. Bunun dışında diğer tüm coğrafyalarda düşüşler söz konusu. En büyük düşüş ise son 5 yılda %30,7, son bir yılda %7,7 kayba uğraya Avustralya ve Okyanusya… Bunu Avrupa ve Kuzey Amerika izliyor. Yani bu durum yadsınamayacak bir şekilde hayatımızın bir gerçeği oldu. Bizim de Türkiye olarak bu gerçekten etkilenmemiz oldukça doğal. Gerek ulusların değişen toplumsal yapıları ve buna bağlı olarak değişen alışkanlıklar, gerekse artık cep telefonlarımızın birer bilgisayar işlevi görmesi, bilgiye çabucak ulaşma arzusu, bir nevi sabırsızlık genç nesli, bizleri, hatta anne babalarımızı bile haberi dijital ortamdan takip etmeye adeta mecbur kılıyor.

HABERE PARA ÖDEMEYİZ

Aslında Haber Türk’ün biraz erken davrandığını düşünüyorum. Evet, gidiş bu yönde ama ülkemizde nüfusa oranla az sayılabilse de halen gazeteden keyif alan azımsanamayacak bir kitle var. Sonunda bu iş dijitale kayacak da olsa bugün için dünya çapında gazetelerin yıllık 153 Milyar Dolarlık gelirine baktığımızda bunun %91,6’sı yazılı basından geliyor ve dijitalin payı henüz %10’larda. Dijital gazetecilik gelirlerine baktığımızda ise bunun yaklaşık %70’i görüntüleme esaslı (display) reklam, yaklaşık %30’u ise dijital aboneliklerden kaynaklanıyor. Dünyada dijital reklamcılıkta aslan payı Google ve Facebook gibi dev platformlara gidiyor. Doğuştan dijital olarak kurulmuş Huffington Post gibi örnekler bile zorlanıyor. Yani display reklamdan pay kapmak giderek zorlaşıyor. Dijital abonelik dediğimizde kast ettiğimiz gazetenin içeriğini dijital ortamda erişebilmek için konulan çeşitli seviyelerdeki ödeme duvarları. Bunu başarmak ve gelir elde etmek hayli zor. Türkiye’de ise henüz bu modeli uygulamaya alabilen yok. Online habere ödeme yapmaya biz toplum olarak pek hazır değiliz. Sözün özü dijital ortamda da ekmek aslanın ağzında ve Habertürk’ün basılı gazetesinin desteği olmadan sadece dijital ortamda ayakta kalabilmesi çok büyük başarı istiyor. Sonuçta hatırlarsanız, Radikal Gazetesi de benzer bir iddia ile basılı gazeteyi durdurdu ve sonrasında yayın hayatından çekildi.

ASYA’DA DURUM ÇOK FARKLI

Japonya çok ama çok geleneksel bir toplum… Basın Kulübü diye bir kavramları var… Bu kulüplere yakın zamana kadar yabancı gazeteci bile almıyorlardı. Televizyon sahipliğinde yabancı yatırım var ama gazeteleri konusunda aşırı muhafazakârlar. Basın orada adeta bir kale gibi… İnsanlar babadan oğula aynı gazeteyi okuyor, gazete dağıtımının %90’dan fazlası abonelikle dağıtılıyor, okuryazarlık oranı çok yüksek gibi şeyler söyleyebilirim. Ama şaşırtıcı bir şey söyleyeyim Japonya’da da gazete tirajları azalıyor. Nihon Shimbun Kyokai yani Japon Gazete Yayıncıları ve Editörleri Birliğine göre Japonya’da gazete tirajları 2008’de günde ortalama 51,5 milyon iken 2017 sonunda 42,1 Milyon ve her yıl yaklaşık 1 milyon adet azalıyor. Dolayısıyla bu bağlamda Türkiye’den çok da farklı bir yönde ilerlemiyor, sadece başlangıç noktası daha güçlü ve gazetelerine bağlılıkları daha fanatik boyutta diyebiliriz.

Etiketler

İlgili enformasyon

Bir cevap yazın

Close

Adblock Detected

Reklam engelleyici devre dışı bırak