HaberManşetToplum

Arıların nesli mi tükeniyor?

Son zamanlarda bal arılarının ölümü hakkında birçok şehirden haberler geliyor. Bal üreticileri tahmini olarak ülke genelinde var olan kolonilerin üçte birinin kaybedildiğini düşünüyor. Bütün bunlarsa akıllara şu soruyu getiriyor: Arıların nesli mi tükeniyor?

Türkiye genelinden bal arılarının ölümüyle ilgili birçok haber geliyor, bal üreticileri konuyla ilgili seslerini duyurmaya çalışıyor. Şu zamana kadar arı kolonilerinin yüzde 40’ının öldüğü tahmin ediliyor. 2019 yılının mart ayında açılacak olan arılarda ise yüzde 80’lik bir kayıptan bahsedileceği öngörülüyor. Yetkililere göre ülke genelinde arıların ölümünün artmasının birçok nedeni olabilir. Ulaşımdaki kolaylıklardan dolayı bulaşıcı hastalıkların yaygınlaşması, aşırı sıcaklık değişimi ve zirai ilaçlar gibi birçok neden ölümler için etken sayılabilir. Birçok heyete konuyla ilgili inceleme heyeti gönderilmiş olsa da ortaya sağlıklı sonuçlar çıkmış veya radikal önlemler alınmış durumda değil. Peki, bütün bu süreç nereye gidiyor? Arıların neslinin tükenmesi mümkün mü? Nasıl çözümler geliştirilebilir? Bu ve daha fazlasını kimyager ve bal üreticisi Nevzat Çağlayan ile konuştuk. Çağlayan’a göre eğer radikal önlemler alınmaz ise arıların geleceği hakkındaki bütün olumsuz teoriler gerçekleşecek. İleriki zamanlarda bunun bir faciaya dönüşmemesi için duyarlılık oluşturulup bilinçli bir yol izlenmeli. İnsanoğlunun doğada yaptığı tahribatlar çok büyük. Çoğu ise geri dönüşümsüz. Daha fazla ürün almak için gen havuzunu bozuyor. Ve arı ırkı için gelecek hiçte iyi görünmüyor.

ANADOLU’DA ARI KALMAYACAK

Kimyager ve bal üreticisi Nevzat Çağlayan fenni arıcılık tarihi boyunca yaşadıkları en kötü sezonu geçirdiklerini söylüyor. “Baharda çok yağış oldu ve arılar yeteri kadar istenen seviyeye gelemedi. Ve hasat dönemi yani temmuz ayıda berbattı birçok arıcı bal bile alamadı. Bal olmayınca arılar yeteri kadar beslenemedi. Ve arıda birçok hastalık kendini gösterdi. Arılar bünye olarak da düşük olunca savunma yapamadılar.” şeklinde konuşan Çağlayan bunun görünen kısım olduğunu asıl önemli noktanın şu olduğunu ifade ediyor: “Arılar normalde böyle doğal afetlere karsı dayanıklı. Lakin yasak olmasına rağmen yaklaşık 15 yıldır Türkiye’de hibrit arı üretilip satılıyor. Ve özellikle 4-5 yıldır ülkenin her tarafına hibrit arılar aşırı derecede dağıldı. Dünyadaki arı ırklarının yüzde 20’lik çeşitliliğini temin eden Anadolu şu an arı ırkında çöplüğe dönmüş durumda. Arıların binlerce yıl doğal seleksiyonla elde etikleri savunma mekanizmaları çöktü. Yani yerel arı ırkları olsa idi bu faciayı çok az hissederdik. Şu ana kadar Doğu Anadolu başta olmak üzere yüzde 40’lık koloni kaybı var. Bu sayı Mart ayının sonunda yüzde 80 belki yüzde 90 koloni kaybı olarak yansıyacak. Ve önlem zamanını da geçirdik.” Çağlayan’ın bu anlattıklarına tam bir teşhis konulamazken, yakın bir zamanda yeni araştırmalara başlanacak. Çağlayan’a göre eğer önlem alınmazsa önümüzdeki 5 yıl içinde Anadolu’da arı kalmayacak.

ASIL SORUN HİBRİT ARILAR

Yaklaşık yetmiş yıl önce İngiltere’de bir papaz tarafından mendilin çaprazlama yöntemi kullanılarak hibrit bir arı geliştirildi. Papaz arısı denen bu hibrit arı dört ayrı kıtadan toplanan beş ayrı ırktan elde edildi. Çaprazlamalarda kullanılan arılardan biri de Mersin limanından götürülen Anadolu arısıydı. Beş ayrı ırkın genetik özelikleri kullanılarak elde edilen papaz arısı uysal, kışa dayanıklı, çok yavrulayan ve de üst düzey nektar toplayan özelliklere sahipti. Nevzat Çağlayan’a göre işte bütün sorun her geçen gün dünyanın her tarafına dağılan hibrit menşeili arıların varlığı. Binlerce yıl doğal seleksiyonla bulunduğu yerin doğal ortamına adapte olmuş ve bazı hastalıkları yenecek özelikler edinmiş binlerce arı ırkları, hibrit genlerin yayılmasıyla yok olmakla karşı karşıya. “İlk etapta hibrit arının üretimi duyurulmadı. Bir müddet bal üretiminde kullanıldı. Sonra ki zamanlarda nektarının tam mayalayamaması, baldaki nemi olması gereken seviyeye indirememesi, genetik olarak melez olduğundan birkaç nesil sonra çok kötü özelikler göstermesi ve savunma mekanizmalarının eksikliği fark edildi. Bu sıkıntılar bilinmesine rağmen dünyaya pazarlandı. Hatta üç yıl önce Avrupa’da yapılan araştırmalarda hep aynı arı geninin çoğaltılıp satılmasıyla var olan birçok arı geninin yok olduğu ve ileriki süreçte de gen çeşitliliği konusunda sıkıntılar yaşayacaklarını ifade ettiler. Sonuç olarak doğa ile bizim aramızda en belirgin formlardan biri olan arıların genleriyle oynamak gelecek yıllarda büyük facialar doğuracak. Ve maalesef ülke olarak bu konuda bir çalışmamız toplum olaraksa bir hassasiyetimiz yok.” şeklinde konuşan Çağlayan, birçok özeliğinden dolayı gönüllük esasına dayanarak özelikle Türkiye’de de bu arı geninin yayıldığına dikkat çekiyor.

TOKAT BAŞTA OLMAK ÜZERE ÜLKEYE YAYILDI

Hibrit arıların özellikle son dört yılda rağbet gördüğünü dile getiren Nevzat Çağlayan, bunun öncülüğünde Türkiye’de bilinen kişiler tarafından 15 yıl boyunca Tokat ilinde üretimin yapıldığını Tokat başta olmak üzere Türkiye’nin her tarafına yollandığını söylüyor ve ekliyor: “Türkiye bu şekilde hibrit arı ırkı konusunda bir istilaya uğradı. Ve ne acıdır ki ilk feci kayıplar da Tokat’ta kendini gösterdi. Tokat’ta olan olayda Japon arılarının yerel ismiyle eşek arılarının bal arılarını öldürüp yuvalarına taşıması olarak anlatılıyor. Ancak sonuç bu olmakla beraber özde asıl neden hibrit gen taşıyan arıların savunma mekanizmalarının yeterli olmaması. Doğu’daki kolonilerin yok olmasına da bazı parazitler gerekçe gösterilmekte. Arılar özde bu gibi hastalıkları kendi bünyesinde belirli bir oranda yok edebilir. Lakin hibrit gen taşıyan arılar bu yetisini kaybetmekte. Belirli bir vakit sonra ilaç ile tedavi bile fayda vermiyor.”

YEREL ARICILIK İÇİN ZEMİN HAZIRLANMALI

Aslında hibrit arının çoğaltılıp satılması yasak. Ancak yeterli kontroller olmadığı için internet ortamında bunun satışı çok kolay yapılabiliyor. Nevzat Çağlayan’a göre çözüme giden ilk yol Tarım Bakanlığı’nın tüm ana arı üreticilerini kontrol etmesi ve hibrit gen taşıyan damızlıkları yok edip yerine yerel ırk üretimini dikte etmesi olmalı. Buna uymayan işletmelerin kapatılması ve gerekli duyarlılık için ulusal bir bildiri yayınlanması gerektiğini söyleyen Çağlayan, hatta yerel ırka geçmek için teşvik içerikli yöntemlerin geliştirilmesi, yerel arı ırkının korunması ve yaygınlaştırılması gerektiğini savunuyor. “Geldiğimiz noktada asıl sorunların çözümü için taşımacılığa dayalı fenni arıcılığın önüne geçilip yerel arıcılık için zemin hazırlanmalı.” şeklinde konuşan Çağlayan, aksi takdirde arıcılık sektörünün biteceğini, polinasyonun gerçekleşmemesinden dolayı zirai ürünlerde ve doğal yaşamda da büyük kayıpların yaşanacağının altını çiziyor.

ÜRETİCİLER BU MESLEĞİ GENÇLERE ÖĞRETMİYOR

Nevzat Çağlayan’a göre bir sorun da sektörde çalışan üreticilerin emeklerinin karşılığını alamamalarından dolayı bu mesleği yeni nesillere öğretmek istememeleri. “Nitekim bir araştırma yapılırsa Türkiye’de arıyla uğraşanların yaş ortalamasın çok yüksek olduğu görülecektir.” şeklinde konuşan Çağlayan, gençlerin bu meslekte bir gelecek göremediklerinden dolayı arıcılığa yönelmediklerini ifade ediyor. Çağlayan bütün bunların sonucunda da sektörün kendini yenilemediğini savunuyor. Öte yandan devletin arıcılığı teşvik etmek amaçlı Tarım İl Müdürlükleri aracılığıyla 50 adet arılı kovan dağıtmasından vazgeçmesi gerektiğini dile getiren Çağlayan, bu sektörün farklı yöntemlerle geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.

TÜRKİYE’DEKİ ÜRETİM DÜNYA ORTALAMASININ ALTINDA

Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre, dünyada 81 milyon dolayında arı kolonisi bulunmakta ve bunlardan 1.650 bin ton civarında bal üretiyor. Ülkemiz de uygun ekolojisi, zengin florası ve arı varlığı ile dünya arıcılığında söz sahibi ülkelerden biri durumunda. Nitekim Türkiye yaklaşık 7.5 milyon kovan varlığı ve yıllık 102 bin ton civarında bal üretimi ile dünya sıralamasında Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Bununla birlikte ülkemizde kovan başına alınan bal verimi 15-16 kg gibi oldukça düşük seviyede. Bu miktar, arıcılık sektörü gelişmiş ülkeler bir yana, dünya ortalamasının (20kg) bile çok altında.

Etiketler

İlgili enformasyon

Bir yanıt yazın

Close

Adblock Detected

Reklam engelleyici devre dışı bırak