Büyükşehirlerde betonlaşmadan herkes rahatsız. Devlet de bu duruma çözüm üretme adına birbiri ardına Millet Bahçeleri’ni hizmete açtı. İstanbul’daki beş büyük Millet Bahçesi doğaya alan açılması adına son derece önemli. Ancak yeşile uzattığımız bu çekimser el, daha iyi bir tasarımı hak ediyor.
Kültürümüzde göçebe yaşantısının bir kalıntısı olarak dış mekânda yaşamaya büyük önem verilmiştir. Türk bahçesi, düzenin yalınlığı, yaşam mekânı olması ve işlevselliği ile tanımlanır. Genel hatlarıyla Japon bahçelerine yakınlık gösterir. Bahçede; dış mekânda oturma ve yemek yeme alanları ana yapılar ile bütünlüğü sağlar, eğimli alanlarda arazi formu ile bahçe arasındaki ilişki teras bahçeleri ile oluşturulur ve terasların her biri farklı işlevlerde değerlendirilir. Bu nedenle Türk bahçesinin en önemli karakteristiklerinden biri doğaya olan saygıdır. Doğal form ve düzenden hoşlanma duygusunu bahçe tasarımında da izlemek mümkündür. Peki, Millet Bahçeleri olarak adlandırılan yeşil alanlar oluşturma projemiz şu an ne durumda? Ne kadar başarılı oldu? Eksik yönleri neler? Nasıl daha iyi olabilir? Tüm bunları konuşmak için orman mühendisi ve bahçe tasarımcısı Aytül Temiz ile buluştuk. Kendisiyle sohbetimizi Başakşehir Millet Bahçesi’nde gerçekleştirdik.
Büyük şehirlerimizde yeşil alanların azalması ciddi bir soruna dönüştü. Bu tür bahçelerin yaygınlaştırılması için neler yapılması gerektiği konusunda Temiz, “Belediyelere ve şehir plancılarına iş düşmekte. Şehirdeki park ve yeşil alanların belirlenmesi ve bölgenin ihtiyacına göre tasarlanması önemli. Bir de Millet Bahçeleri bir yana, kent ormanları da arttırılmalı. Nüfusun çokluğu ve oksijen dengesi de önemli bir husus.” şeklinde konuşuyor. Temiz, Millet Bahçelerinin bakımında teknik ekiplerin dışında vatandaşlara neler düştüğünü ise şöyle özetliyor: “Gönüllü sivil toplum kuruluşlarıyla çalışılmalı ve herkes özen göstermelidir. Bunlar toplumsal değerlerimiz. Bu alanların nasıl kullanılacağı ile ilgili gelen vatandaşlara eğitim veya broşürler verilmeli.” Temiz bahçe kültürümüzü şu cümle ile ifade ediyor: “Genel olarak köklü tarihimizde bir bahçe kültürümüz var ama bu kültürü koruma ve geliştirme bilincimiz yok.”
BİR MEGAKENT YEŞİLSİZ OLMAZ
Millet Bahçeleri projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir megakenti yaşanabilir kılan unsurlar arasında yeşil alanlar olmazsa olmazlardan. Bahçe, park, mesire alanı ve kent ormanları hem sağlıklı yaşam hem de şehir ekolojisi için büyük önem taşımaktadır. Ancak İstanbul gibi bir Megakent’te kişi başına düşen yeşil alan miktarı olması gerekenin çok altında. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na göre, İstanbul’da kişi başına düşen yeşil alan miktarı yasal sınır olan 15 metrekarenin çok uzağında; 8 metrekare civarında. İlçe bazında ise durum daha da kötü. Yasal sınır altında kalan 30 ilçenin 6’sı 1, 21’i ise 8 metrekarenin altında yeşil alana sahip bulunuyor. Millet bahçeleri gibi projelerin artmasıyla yeşil alan miktarımızda artış oldu. Dolayısıyla Millet Bahçeleri kesinlikle gereklidir. Bu bahçeler aynı zamanda halkın bedensel ve zihinsel sağlığına olumlu katkılar sunmakta, yaşam kalitesini artırmaktadır. Şehirlerde yapılan ağaçlandırmayla; depresyon ve stresin yüzde 42 azaldığı, ruh sağlının yüzde 63 geliştiği, şiddet olaylarının yüzde 29 azaldığı, bağışıklık sisteminin güçlendiği, sağlık harcamalarının azaldığı biliyoruz. Yani Millet Bahçeleri sadece yeşil alan planlaması değil aynı zamanda fonksiyonel olarak da halkın hayatına destek sağlayacak şekilde planlanmalıdır.
BAHÇELERE FONKSİYON KAZANDIRILMALI
Sizce bu bahçelerin eksik yönleri neler?
Halkı içinde sosyalleştirecek ve tekrar buluşmaya itecek eksiklikler var. Sanatın da dâhil olduğu yerler tasarlanabilir. Heykeller, tiyatrolar, hayvanat bahçesi, konser alanları, kış aylarında hizmet veren buz pisti, kay kay alanı, dijital faytonlar, organizasyonlar gibi. En önemlisi de bilim merkezleri, restoranlar, müzeler, sergi alanları oluşturulmalı. Atatürk havalimanının belli bir bölümünde yapılacak olan yeni Millet Bahçesi’nde fuar alanları da planlanıyor. Sergi salonları ve havacılık müzesi de bu alana dâhil edilmeli. Artık alışveriş merkezlerine karşı insanların ilgisi azalmaya başladı. Bunu Millet Bahçeleri’nin daha çok ilgi görmesi adına bir fırsat bilmeli ve kullanımı arttırmayı hedeflemeliyiz.
Bu tür kamuya açık park ve bahçelerin dünyada öne çıkan örnekleri hangileri?
Central Park var mesela… Toplam 800 metre eninde 4 km uzunluğunda bir alan üzerine kurulu. 120 farklı bitki, 26 binden fazla ağaç ve 130 hayvan türüne ev sahipliği yapmakta. Yani çeşitlilik oradaki alanı çok ilgi çekici kılıyor. İçerisinde 21 oyun alanı, 51 heykel, 36 köprü ve kemer bulunuyor. Ayrıca bu parkı ziyaret edenlerin güzel vakit geçirebilmeleri için düzenlenmiş üç büyük göl, oldukça büyük bir hayvanat bahçesi, spor alanları, yürüyüş parkuru, konser alanları ve kış aylarında hizmet veren buz pateni pistleri de parkın sınırları içinde yer alıyor. Yani fonksiyonel olarak da iyi tasarlanmış bir park.
GELİŞİGÜZEL DEĞİL, PLANLI YAPILMALI
Bizim bahçelerimiz artı ve eksi yönleriyle dünyadaki örneklerinden nasıl ayrılıyor?
Bizde toplumun çoğunluğunda bahçe demek ağaç ve çim demek sadece. İyi örneklerle kıyaslayınca bizde alanlar sürdürülebilir olması ya da çevre duyarlılığı ile tasarlanmıyor. Kendi kendine çalışan bir sistem halinde planlanmalı böyle alanlar. Çünkü büyük metrajları kaplıyor ve ciddi bütçelere sebebiyet veriyor. Bahçenin mutluluk veren iyi planlanmış hacimler olduğunu ve çok yönlü düşünülerek planlanması gerektiğini benim gibi uluslararası arenada projelere imza atmış insanların halka açıklaması gerekiyor. Sonuçta bunlar onlar için yapılan alanlar. Dolayısıyla bu röportajı da bir sosyal sorumluluk olarak görüyorum. Türk kültüründe bahçeler önemli bir yer kaplar aslında hatta göçebe bir toplum olduğumuzdan doğada orijininden bitki taşıyıp yayılmasına dünya genelinde birçok türün sebebiyet vermişiz. Biz Türkiye gibi harika bir coğrafyada yaşıyoruz. Ülkemiz doğru tasarımcıların elinde eko turizme de katkı sağlayacak şekilde yeni bahçelere sahip olabilir. Şu an doğru zaman bunları planlamak için. Park, tüm dünyada ekonomik anlamda bölgeye değer katar, canlandırır, yakınında yer alan taşınmazların değerlerinde artış sağlar. Millet Bahçesi’nin lokasyonu da bu anlamda önemli. Biz iyi lokasyon seçiyoruz.
EKOLOJİK DENGE VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK GÖZETİLMELİ
Kamuya açık bahçelerin tasarımlarında nelere özellikle dikkat etmeliyiz? Hangi ihtiyaçlar gözetilmeli? Ne tür bitki ve ağaçlar kullanılmalı?
Kamuya açık bahçelerin tasarımında ekolojik denge, sürdürülebilirlik ve sosyal sürdürülebilirliğin olması gereklidir. İyi analiz edilip konusunda uzmanlaşmış kişilerden danışmanlık alınmalıdır. Gerek ülkemizdeki tasarımcılarla gerekse yurtdışından kişilerle fikir alışverişi yapılması gereklidir. Bu bahçeler bir cazibe merkezi haline getirilmelidir. Güzelliğin tarihi ve insanları neyin mutlu ettiği, konularında hâkim birileri ancak bu ihtiyaçlara uygun alanlar tasarlayabilir. Örneğin İstanbul’da ulaşım rahatlığı, güvenlik, parkın kendi kendini devir daim edecek güneş enerjisinden faydalanan ve su koruma odaklı projeler öncelikli ihtiyacımız. Tasarım aşamasındayken ağaçlar ve yeşil alan sulamalarının gerek yağmur sularının gerekse çevre binalardan elde edilen dönüştürülmüş su kullanımı mutlaka planlanmalı. Parkların bitkisel tasarımda iklimle uyumlu yerel ağırlıklı bitki türleri tercih edilmelidir. Bu yerel bitki türleri yerel faunayı ve biyolojik çeşitliliği desteklemektedir. Gelen kişilere teknolojiyle iç içe bu türler hakkında bilgi verilebilir. Bir nevi canlı ağaç müzesi ama daha günümüz şartlarıyla uyumlu olabilir.
BAHÇELERDE TEK DÜZELİĞİ KIRMAK GEREKİYOR
Örneğin şu an gezdiğimiz Başakşehir Millet Bahçesi hakkındaki gözlemleriniz neler?
Bitkilendirme yapılırken yapraklı türler tercih edilmiş. Ancak çiçeklendirme yapılmamış neredeyse. Sadece ağaç ve çimler var. Tek düzeliği kırmak adına yürüme yolları ve ahşap oturma alanları renklendirilebilir bundan sonra bahçe çalışmalarında. İnsanlar burada uçurtma uçuruyorlar. Bu şekilde boş alanların bırakılması çok önemli. Fakat bunun duyurularının yapılması da gerekli. Gördüğümüz üzere hiçbir tabela ve bilgilendirme yok. Toplumumuzun bu alanları kullanmasına yönelik bilgilendirmeye ve yönlendirmeye ihtiyacı var. Girişlerde bahçenin haritasını gösteren nerede neyin olduğunu belirten tabelalar olmalı. Türk bahçelerinde bir klasiktir ve her zaman su kullanılır. Burada da bir süs havuzu var. Tarihte suyun değerini bilen en iyi toplumuz sanırım. Burada ağaçlar düzensiz olarak yerleştirilmiş. Ağaçlar arasında bir orantı söz konusu değil. Bundan sonraki çalışmalardan bunun gözetilmesi gerekli. Alt yapı yetersizliğinden dolayı birçok yerde balçık oluşmuş, bunların giderilmesi gerekli. Çocukların oynayacağı park alanı oldukça estetik inşa edilmiş. Oldukça doğal duruyor. Çocuklar ne kadar plastiğe az maruz kalırsa o kadar iyi olur.